Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı Boşanma Davası ve Protokolü

Eşlerin özgür iradeleri ile evlilik birliği ile kurulan ilişkiye anlaşarak son vermeye anlaşmalı boşanma denmektedir. Anlaşmalı boşanma ile eşlere daha önceden belirlenmiş şartlar altında hızlı bir şekilde boşanma imkanı tanınmaktadır. Öyle ki uygulamada şartların tamamlanmış olması halinde  eşlerin bir günde boşanmaları mümkündür.

Anlaşmalı Boşanma Davası Şartları

Anlaşmalı boşanma TMK m. 166/3’de düzenlenmiştir. Kanun metni “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.” Şeklinde olup anlaşmalı boşanma davasını bazı şartlara bağlamıştır.  Bu şartlar;

Evlilik Birliğinin En Az Bir Yıl Sürmüş Olması

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Kanun koyucu tarafından bu şart eklenerek tarafların çeşitli nedenlerle çok kısa süreli evlilik yapmasının ve bu sebeple boşanma imkanını ortadan kaldırmak istemektedir. 

Bu şarta ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2643E. 2019/484K ve 18.04.2019 tarihli kararı “…Uygulamada

adı verilen ve yukarıya alıntılanan fıkra uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için ilk koşul; evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesidir. Aksi takdirde hâkim diğer şartları incelemeden boşanma davasını reddetmelidir.” Şeklindedir (https://karararama.yargitay.gov.tr/). Bu karar ile bir yıllık sürenin dava şartı olduğu ve hakimin re’sen incelemesi gerektiği ifade edilmektedir. 

Bir yıllık süre hesaplanırken evlilik birliğinin başlangıcı esas alınır. Eşler bir yıllık süreyi doldurmamış olması halinde her halükarda çekilmeli boşanma davası açabilir. Şayet dava devam ederken eşler anlaşmalı boşanmaya karar verirse ve dava devam ederken evlilik birliği bir yıllık süreyi doldurmuşsa çekişmeli boşanma davasına anlaşmalı boşanma olarak devam edilebilir.

Her ne kadar bir yıllık süre dolmadan anlaşmalı boşanma davası açmak mümkün değilse de uygulamada çekişmeli boşanma davası açarak da tarafların ivedi şekilde boşanmaları mümkündür. Bu hususta boşanma avukatına danışmakta fayda vardır. 

Eşlerin Birlikte Başvurması veya Diğer Eşin Davayı Kabul Etmesi

Anlaşmalı boşanma davasını eşler birlikte açabileceği gibi yalnızca birinin davayı açması ve diğerinin davayı kabul etmesi halindede gerçekleşebilir. Diğer eş anlaşmalı boşanmayı davanın her aşamasında kabul edebilir. Yargılamanın hızlı olması için tarafların dava açmadan önce boşanma ve ferileri üzerinde anlaşmasında fayda vardır. 

Ayrıca anlaşmalı boşanma davası ancak genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir. Eşlerden birinin özel boşanma sebebine dayanarak dava açması halinde diğer eşin kabul beyanı olsa dahi hakim tarafından anlaşmalı boşanmaya karar verilemeyecektir. Burada özel sebep ile açılan davanın ıslahı ile davanın anlaşmalı boşanmaya çevrilmesi gerekmektedir. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/16638E. 2007/5405K. Ve 02.04.2007 Tarihli kararı “Davacı koca terk sebebine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkemece davalının 26.5.2006 tarihli oturumdaki “davayı kabul beyanına dayanılarak Türk Medeni Kanununun 166/3. Maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunun 166/3. Maddesi ancak Medeni Kanunun 166. Maddesine dayanan davalarda gerçekleşebilir… Türk Medeni Kanununun 166. maddesine dayalı açılmış bir dava olmadığı halde ve Türk Medeni Kanununun 184/3, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 95/2. Maddeleri uyarınca kabulün hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilmeden boşanma hükmü tesisi doğru değildir. Mahkemece taraf delilleri toplanarak Türk Medeni Kanununun 164. maddesi çerçevesinde değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde Türk Medeni Kanununun 166/3. Maddesi uyarınca hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” Şeklinde olup özel sebebe dayalı boşanma davasında davalı eşin davayı kabul etmesine dayanarak anlaşmalı boşanma kararı verilemeyecektir.

Tarafların Hakim Tarafından Bizzat Dinlenilmesi

Kanun koyucu tarafından anlaşmalı boşanmada tarafların hakim tarafından bizzat dinlenmesi şartı getirilerek tarafların boşanma ve ferileri hususunda baskı altında olup olmadıklarının mahkeme tarafından anlaşılabilmesi ve tarafların boşanma iradelerini bir kez daha düşünmeleri amaçlanmıştır. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar vekilleri aracılığı ile takip etseler dahi hakim tarafından eşler bizzat dinlenmelidir. Öyle ki Üst Mahkeme tarafından vekil dinlenerek verilen anlaşmalı boşanma kararları bozulmaktadır. 

Boşanmanın Sonuçlarının Taraflarca Kabul Edilmesi

Anlaşmalı boşanma yoluna başvuran eşler, ortak iradeleri ile boşanmanın ferileri yönünden de anlaşmaları gerekmektedir. Tarafların yalnızca boşanma hususunda anlaşmış ancak ferileri yönünde anlaşamadıkları halde anlaşmalı boşanmadan bahsedilemeyecektir. Buradaki boşanmanın ferileri tazminatlar, yoksulluk nafakası ve çocukların durumudur.  Taraflar mal rejimi veya ziynet eşyasına ilişkin taleplerini anlaşmalı boşanma protokolünde yer vermeyebilir. Bu durumda boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte 1 yıllık süre içinde ayrı bir dava açılabilir. Belirtmek gerekir ki anlaşmalı boşanma iradesi şarta bağlanamaz.

Her ne kadar taraflarca boşanmanın ferileri yönünden bir anlaşma metni davada sunulsa veya irade beyanında bulunulsa da; Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini dikkate alarak, kendisine sunulan anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Hakim tarafından değişiklik yapılması halinde taraflardan onay alınması gerekmektedir. Şayet taraflar onaylamazsa anlaşmalı boşanmadan bahsedilemeyecektir. 

Açıklandığı üzere boşanma protokolünde feriler olan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve çocukların durumu yönünden uzlaşı olmalıdır. Ancak protokolde tazminat ve yoksulluk nafakasına yer verilmediyse bu durumda hakim tarafından dava reddedilmez, tarafların bu hakkından feragat ettiği kabul edilir. Yine iştirak nafakasına yer verilmese dahi velayeti kendisine verilen taraf anlaşmalı boşanma kesinleşse dahi ayrıca dava açabilir. Burada 1 yıllık hak düşürücü süre söz konusu değildir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/836E. 2013/306K. ve 06.03.2013 Tarihli İlamı “…Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca, tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu, somut olayda, davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu benimsenmiş ve bu nedenle direnme kararının onanması gerekmiştir.” Şeklinde;

Yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2010/12845E.  2010/15765K. sayılı ilamı Dosya kapsamına göre tarafların 9.12.2009 tarihinde anlaşmalı boşandıkları, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verildiği ve annenin iştirak nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Davacının boşanma davasında velayeti kendisine verilen çocukları için iştirak nafakası istememesi, çocukların hakkı olan eğitim ve öğrenimlerini sağlayacak yardımın sonradan istenmesine engel değildir.” Şeklindedir. 

Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Durumu ve Kişisel İlişki

Anlaşmalı boşanma davasında çocuk ile velayeti kendisine bırakılmayan taraf arasında kişisel ilişki kurulması gerekmektedir. Kişisel ilişkiyi eşler ortak kararı ile düzenleyebileceği gibi hakim tarafından re’sen de düzenlenebilir. Burada amaçlanan husus çocuğun üstün yararıdır. Öyle ki eşlerin ortak kararında çocuğun aleyhine olan düzenleme mevcut ise hakim tarafından değiştirilir. Şayet taraflar bu değişikliği kabul etmezlerse anlaşmalı boşanma kararı verilmez. 

Anlaşmalı Boşanmada Nafaka

Nafaka, boşanma sonucu eşlerden birinin veya çocuğun beslenme, barınma, eğitim, sağlık vb. gibi giderlerinin karşılanması için hakim tarafından hükmolunan ücrettir. Tedbir, yoksulluk ve iştirak olarak üçe ayrılır. Tedbir nafakası boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşlerden birinin veya çocuğun giderlerinin karşılanmasını amaçlar. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davası olarak açılan davalarda tedbir nafakası genellikle söz konusu olmamaktadır.  

Anlaşmalı boşanma sonucu yoksulluğa düşecek taraf diğer eşten yoksulluk nafakası talep edebilir. Bu talebin açıkça sözlü veya önceden hazırlanan protokol ile yer verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde anlaşmalı boşanma sonrası yoksulluk nafakası talep edilemeyecektir. Çünkü çekişmeli boşanma davalarında yoksulluk nafakasına hükmedileceği vakit daha az kusurlu olma şartı aranırken anlaşmalı boşanma davalarında kusur şartı aranmaz. 

İştirak nafakası ise boşanma kararı kesinleşmesi sonucu velayeti kendisine bırakılmayan eşin, ortak çocuğun masraflarına katılmasını amaçlar. İştirak nafakası anlaşmalı boşanma davasında talep edilmese dahi daha sonra açılacak dava ile her zaman talep edilebilir. Yine anlaşmalı boşanma davasında iştirak nafakasına yer verilmesine rağmen kesinleşme sonrası geçen zamanda değişen ekonomik durumlar gibi sebeplerden iştirak nafakasının arttırılması davası açılabilir. İştirak nafakası aslen çocuğun reşit olmasına kadar devam eder. Ancak çocuğun eğitimine devam etmesi halinde ayrıca açılacak dava ile yardım nafakası talep edilebilir. Ancak sürecin daha sağlıklı sonuçlanması açısından alanında uzman bir Ankara boşanma avukatından destek alınması kişilerin yararına olacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Malların Paylaşımı

İfade edildiği üzere anlaşmalı boşanmada eşlerin evlilik birliği içinde edindiği malların paylaşımına yönelik anlaşmaya varması zorunlu unsur sayılmamaktadır. Yargıtay tarafından verilen birçok kararda da mal paylaşımına yönelik irade beyanının olmaması anlaşmalı boşanma kararı verilmesine engel teşkil etmemektedir.  Şayet taraflarca malların paylaşımına yönelik bir irade beyanı ortaya konmazsa, anlaşmalı boşanma davasının kesinleşmesine müteakip 10 yıllık hak düşürücü süre içinde ayrı bir dava açılabilir. Yine anlaşmalı boşanma protokolünde taraflarca mal paylaşımından açıkça feragat edilmişse artık anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra malların paylaşımı yönünden ayrıca bir dava açılamayacaktır. Hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarında malların paylaşımına yönelik yapılacak eylemler özen gerektirdiğinden bir Ankara avukatından yardım almakta fayda vardır. 

Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Eğer o yerde aile mahkemesi yoksa, oradaki asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.

Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Belirtmek gerekir ki kanunda açıkça oturdukları yer mahkemesi denilmekte olup eşlerin birlikte oturdukları yerleşim yeri olması zorunda değildir. 

Anlaşmalı Boşanma Dava Dilekçesi Örneği

ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

Davacı : … (T.C.)

Vekili : 

Davalı : …. (T.C. )

D. Konusu : Anlaşmalı Boşanma Davasıdır.

Açıklamalar :

Müvekkil ile davalı yan 30.03.2019 tarihinde evlenmiş ve bu evlilikten müşterek 2020 yılı doğumlu …. isimli çocukları bulunmaktadır. 

Taraflar arasında evlilik birlikteliğinden beklenemeyecek derecede geçimsizlik mevcut olup; evliliğin devamı her iki taraf için de mümkün gözükmemektedir. Sayın Mahkemeniz dosyasına ekte sunulu protokol kapsamında taraflar ortak hayatın sürdürülmeyeceğini anlamaları üzerine ANLAŞMALI BİR ŞEKİLDE BOŞANMA KARARI almışlardır.

Ekte tarafların her hususta anlaştığına dair protokolü sayın Mahkemenize sunuyoruz. Anılan protokol ve sayın Mahkemenizin resen belirleyeceği hususlar çerçevesinde tarafların anlaşmalı bir şekilde boşanması için sayın Mahkemenize iş bu başvurunun yapılması zarureti hasıl olmuştur.

Deliller : Anlaşma Protokolü, Nüfus Kayıtları, Tanık ve sair deliler. 

Sonuç : Yukarıda belirttiğimiz ve resen belirlenecek nedenlerle;

1- Davanın KABULÜNE,

2- Tarafların düzenlemiş olduğu Anlaşma Protokolün onaylanması ile protokol kapsamında tarafların BOŞANMALARINA,

3- Yargılama harç ve giderlerinin taraflar üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekaleten dilerim.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü Örneği

Davacı : Ad Soyad (T.C.)

Adres

Davalı : Ad Soyad (T.C.) 

Adres

Konu : Anlaşmalı Boşanma Protokolüdür.

Taraflar, bu protokolle evlilik birliğinin sona ermesi ve sonuçlarını kabul ederler.

1-)Boşanma :

1-a) Yukarıda isimleri yazılı taraflar aralarında mevcut bulunan evliliği sona erdirmek için, Medeni Kanun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmış olup, işbu protokol ile taraflar, ortak hayatın sürdürülmesi kendilerinden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğundan BOŞANMAYI kabul etmektedirler.

2-)Velayet :

2-a) Tarafların evliliğinden olma müşterek çocuk … velayetini davalı/anne/baba … alacaktır.

Davacı/baba/anne … müşterek çocukla şahsi münasebeti aşağıda yer alan zaman diliminde ve belirtilen şekilde kişisel ilişki kurulması konusunda taraflar anlaşmıştır. Şöyle ki;

-Müşterek Çocuk ile baba/anne her ayın 1. Ve 3. Hafta sonu Cumartesi-Pazar yatılı olmayacak şekilde ve velayeti bırakılan anne/baba’nın uygun göreceği bir yerde sabah 10:00’dan akşam 19:00’a kadar şahsi münasebet kurulabilecektir. 

– Bayram ve özel tatil günlerinde (sömestir, yaz tatili); Dini bayramların 3. Günü sabah 10:00’dan 4. Gün 19:00’a kadar, sömestir tatilinin 2.haftasında 7 gün yatılı olacak şekilde ve yaz tatilinde 1 ay yatılı olacak şekilde şahsi münasebet kurabilecektir. 

2-b) Çocuk ile kişisel ilişki kurulması konusunda taraflar birbirlerine sorun çıkarmayacaktır. 

3-Nafaka :

3-a) Çocuğun eğitim ve bakımı için baba/anne … tarafından, müşterek çocuk … kararın kesinleşmesinden itibaren her ayın 15’inde 3.000,00TL iştirak nafakası ödeyecektir. Bu ödeme velayeti kendisinde bulunan …  ait .. banka … IBAN nolu hesabına yapılacaktır. 

3-b) Davacı baba/anne tarafından, davalı anne/babaya kararın kesinleşmesinden itibaren her ayın 15’inde 3.000,00TL yoksulluk nafakası ödeyecektir. Bu yoksulluk nafakası davalı anne/babanın tekrar evlenmesi veya çalışmaya başlaması ile kesilecektir. Bu ödeme anne/babaya ait … banka … IBAN nolu hesabına yapılacaktır. 

4-Tazminat (Maddi ve Manevi Tazminat) :

4-a) Tarafların karşılıklı olarak birbirinden her ne ad altında olursa olsun MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT talebi bulunmamaktadır. Taraflar iş bu protokol ve de ileriye dönük olmak üzere tüm tazminat taleplerinden açıkça feragat ettiklerini kabul ve taahhüt etmektedirler.

5-Mal Paylaşımı :

5-a) Tarafların birbirinden Katkı Payı, Katılım Alacağı, Edinilmiş Mal, Ziynet Eşyası olmak üzere ve her türlü ad altında herhangi bir hak ve alacağı bulunmamaktadır. 

5-b) Tarafların karşılıklı olarak birbirinden Mal Paylaşımına yönelik talebi ile herhangi bir hak ve alacağı bulunmamaktadır. 

6-Yargılama Giderleri :

6-a) Taraflar, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti konusunda birbirlerinden talepte bulunmayacaktır. Mahkemenin bakiye harç ve giderler konusunda hüküm vermesi durumunda, bu giderlerden davacının sorumlu olacağını kabul ederler.

7-Temyiz ve İstinaf :

7-a) Hakim tarafından boşanma kararı verilmesi halinde, her iki taraf mahkemeye temyizden/istinaftan vazgeçtiklerine dair dilekçe vererek, boşanma kararını kesinleştireceklerdir.

İşbu 7 maddeden oluşan protokol ile tarafların serbest iradeleriyle yukarıda belirtilen konularda anlaşma sağlamış olup, bu koşullara binaen boşanmayı kabul etmektedirler. 30.05.2020

5/5 - (4 Oy)

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir